Samimiyet Üzerine..

Ezgi Erdem Aytaç
3 min readJan 31, 2021

Merak ediyorum; en son ne zaman karantinadaki durumunuzu, hissettiklerinizi paylaştınız? Sizce de birbirimiz ile daha samimi konuşmaya, paylaşmaya ihtiyacımız yok mu?

Bir süredir sosyal medyayı hem sektörel hem genel olarak takip ediyorum. Sanki insanlık üretmek için eve kapanmaya ihtiyacı varmış gibi davranıyor. Halbuki biz her kış sokak hayvanları ile ilgilenirdik, canı sıkılan arkadaşımızı arardık, yeni mezun arkadaşlarımızın tavsiyeye ihtiyacı mı var bir araya gelir bir etkinlik yapardık. Biz bunları yapmak için hiç karantinayı beklemedik. Bence karantinanın iyi geldiği iki şey var:

Samimiyet ve içsel yolculuk.

Bunca zaman bir aradaydık. Birbirimizin yaptıklarını, birbirimize olan etkimizi, çevreye olan etkimizi, bize ihtiyacı olan hayvanların/insanların farkına varmamız için illa deprem, virüs vb. bir felaket mi olması gerekiyordu? Sahi, nerede bıraktınız insanlığınızı? Samimiyetinizi?

Size birkaç şeyi hem hatırlatmak hem de kendi yorumlarımı eklemek istiyorum:

  1. Hayvanların tamamı kışın zor durumda. Camınızın önüne konan kuşları uzun zamandır görmezden geliyorsunuz, yolda yanından geçtiğiniz hayvanların ise sadece başını okşadınız. Lütfen onları aşı bulununca, her şey bitince görmezden gelmeyin onlar için kış, her zaman kış. Yaz her zaman kurak ve susuz, su vermeyi ihmal etmeyin.
  2. Türkiye’de kalan da giden de türk. Birbirimizi yargılamayalım. Gitsekte kalsakta bu topraklar için çabalıyoruz, hepimizin amacı gelecek nesillere bir şeyler bırakabilmek. Rakip değiliz, birbirimizi bağrımıza basalım. Toprağımızı sevdiğimiz gibi, gideni de kalanı de sevelim. Günün sonunda son nefesimizi verdiğimizde bile döneceğimiz yer ana yurdumuz. Üretirken, çalışırken birbirimizi unutmayalım. Günün sonunda yine birbirimize kalacağız.
  3. Küresel ısınma bizi hızla yok ederken, ayrıştırmadığımız bir plastiğin çocuklarımızın, torunlarımızın yaşamından bir gün çaldığını unutmayalım. Bu alanda çalışan arkadaşlarımıza ün peşinde diye bakmayalım, araştırdığım için biliyorum geliri kısıtlı üretmesi zor bir alan. Camı, plastiği çöpe atmayalım, nolur..
  4. Para kazanması gayei olmadan üniversite öğrencilerine, lise öğrencilerine katkı sağlayabilelim. Geleceği zenginleştirmezseniz, kültürsüz ve zayıf bir toplumda torunlarınızın kalkınabileceğini mi sanıyorsunuz?
  5. Karantinada gündümüz ile gecemiz birbirine karıştı. Buna ek olarak, binbir türlü derdimiz var. Kendi derdiniz herşeyden önemliymiş gibi davranmayın nolur, çok itici oluyorsunuz. Gecenin bir vakti ayaktaysak, sizin işinizin problemlerini çözmekten ziyade, ailemiz için kendimiz için uyumuyor olabiliriz. Dünya sizin etrafınızda dönmüyor, gönüllülük ya da arkadaşlık seviyesinde yardım istemek için arıyor ya da dürtüyorsanız rahatsız ettiğiniz insanın da bir hayatı/ailesi/işi/derdi vs. olduğunu unutmayın.
  6. Öğrenmeyi, araştırmayı bilelim. Birine bir soru sormadan önce, iki şeyi düşünmeliyiz. Birincisi bu sorunuzun yanıtı internette olabilir mi? Yeterince araştırdınız mı? İkincisi, soru sorduğunuz kişi bu alanda ekmeğini kazanıyor olabilir mi? Hayatınızı ya da işinizin akışını etkileyecek soruların cevabı malesef on dakika sürmüyor. Bu alanda işini idam ettiren arkadaşlarımıza lütfen farklı yaklaşalım. Hem kendimden hem yakın çevremden biliyorum, bunun için başka platformlarda profiller bile açtık, yapmayın etmeyin iş dünyasının etiklerine ve değerlerine bir benze saygı gösterin. Saygı gösterdiğinizi hissettirin.
  7. Birazcık kitap okuyun. Goodreads çok güzel bir uygulama, takip ettiğiniz insanların profillerine bakın. Onların okuduklarını sizde okuyun. Okudukları kitaplardan alıntılar, önermeler, fikir yönlendirmeleri istemeyin. Örneğin, Yeni ürün mü çıkaracaksınız? Nir Eyal’dan Hook’u mutlaka okuyun, bunun için zaman ayırın. Gidipte bir ürün yöneticisine, benim investment’ım ne olabilir kullanıcıya ne verip ne alabilirim diye sormayın. Bu kitabın özetleri bile internette var, hem de Pinterest gibi büyük firmalar üzerinden verilmiş örnekler bir tık uzağınızda, Google’layın ve tıklayın.
  8. Bir şekilde, makale ya da kitap okuyun. Zihin açmak için, tartışabilmek için, hatta medeni bir seviyede tartışabilmek için (Clubhouse’da üç gündür bulunuyorum ve zıt fikirleri ifade etmeye insanlar adına utanıyorum), belki de sadece birbirimizin canlı yayınlarına katıldığımızda fikrimizi bir iki cümlede ifade edebilmek, mmm’ lamadan konuşabilmek için. Türkçe kurallarına uyabilmek için. Atalarımızın yattığı yerde rahat uyuyabilmesi için. Gelecek nesillere daha iyi bir gelecek bırakabilmek ve kültür seviyemizi düşürmemek için. Yani birçok nedeni olabilir, x bir neden için okuyabilirsiniz. Ayda bir kitap dahi olsa..

Benim vicdanım bu gece de rahat peki ya sizin?

--

--

Ezgi Erdem Aytaç

Founder of gingain.com, Organizer @ProductTankIst @craptalks blogger @kadinyazilimci / formerly @ininalkart @iyzico @betbullcom @emlakjet